Manavgat Mutlu Son Esra Hanım
Manavgat Mutlu Son
Manavgat Mutlu Son Çünkü çarpılmak denen şey sempatiyle egoizmin acayip bir karışımıdır. Öte taraftan bu erkek kendisinin içinde gizlice bulunduğu bir durumun hazzını çıkaramadığı için, zevk almaktan vazgeçer. En güzelin ne olduğuna karar vermek zordur; en ilgincin ise rahat. Fakat gene de sınıra elden geldiğince yaklaşmak devamlı iyidir. Gerçek zevk budur, başkaları neden hoşlanır, aslabir fikrim yok.
Kıza yalnızca sahip olmak pek önemli bir şey değildir ve âşıkların kullandığı yöntemler genellikle adicedir; para, güç, nüfuz, uyku ilacı ve buna benzer şeyleri kullanacak kadar bile alçalabilirler. Ama bir taraf için dünyanın en kayıtsız şartsız teslimiyeti değilse eğer, aşkta ne zevk olabilir ki? Fakat bu teslimiyet, çoğu zaman Tin gerektirir ve bu âşıklar çoğu zaman bundan yoksundur. 19 Mayıs Demek adı Cordelia. Cordelia! Bu güzel bir isim; ki bu da önemlidir, çünkü en duyarlı nitelemelerin yanında çirkin bir isim kullanmak zorunda olmak genellikle kötü bir etki yapar. Onu çok uzaktan tanıdım; solunda iki kızla birlikte yürüyordu. Yürüyüşlerinden, kısa bir süre sonrasında duracakları anlaşılıyordu.
Manavgat Mutlu Son
Manavgat Mutlu Son Köşede durup bir taraftan bir posteri okuyor, bir yandan da bilinmeyen güzelimi gözlüyordum devamlı. Birbirlerinden ayrıldılar. İkisi, gidecekleri yoldan herhalde birazcık ayrılmıştı, çünkü ters yöne doğru gitmeye başladılar. O ise benim köşeye doğru yürümeye başladı. Birkaç adım atmıştı ki öteki iki kızdan biri onun ardından koşarak geldi ve benim duyabileceğim kadar yüksek bir sesle “Cordelia, Cordelia!” diye seslendi. Sonrasında üçüncü kız da yetişti; kafa kafaya verdiler ve işitmek için kulak kesilip dinlememe karşın duyamadığım özel bir görüşme yapmış oldular. Sonra üçü de güldü ve alelacele, daha önce iki kızın gitmiş olduğu yöne doğru yürümeye başladılar.
Peşlerinden gittim, Strand’da bir eve girdiler. Cordelia çok geçmeden tek başına geri dönecektir diye epey süre bekledim. Fakat dönmedi. Cordelia! Hakikaten mükemmel bir isim; hem de, Kral Lear’in üçüncü kızının adı de buydu; yüreği dudaklarında olmayan, yüreği dolu ama dudakları sessiz olan o mükemmel kız. Benim Cordelia’m da öyle. Ona benziyor, bundan inanırım. Fakat başka bir yönden, onun kalbi dudaklarında sözcükler biçiminde değil de daha içtenlikli bir şekilde öpüşler biçiminde bulunuyor.
Son yorumlar